Kişilik Bozuklukları


    Kişilik bozukluklarında bazı ortak özellikler dikkati çekmektedir. Bu ortak özelliklerden biri; kişinin davranışlarının kendi iç dünyasında yerleşik bir özellik taşıması ve kişinin davranışlarının , düşüncelerinin,duygularının çevreye uyumda esnekliğini yitirmesidir. Diğeri;toplumsal açıdan esnekliğini yitiren davranışların kişilerarası ilişkilerde, iş ve aile yaşamında çatışma ve sıkıntı doğurmasıdır. Bir diğer ortak özellik çocukluktan itibaren yapılanma göstermesi ve kişinin kendi yaptıkları,düşündükleri ve hissettikleri ile farkındalıklarının olmaması ve kendisinin değişmesine gerek olmadığını belirtmesidir. Kişi kendi algı,tutum,değer ve davranışlarında sorun olmadığını hissettiği için daha çok çevreyi suçlama eğilimindedir ve kendi davranışlarının sorumluluğunu alma durumunda zorluk yaşamaktadır. Kişilik bozukluğundaki bir diğer özellik ise kişinin hayatındaki olumsuz davranışlarını sürekli tekrar ettiğinin gözlenmesidir.

    Kişilik bozukluğunun gelişiminde yapısal etkenlerin,kalıtımın,aile ve toplumsal etkenlerin önemli rol oynadığı belirtilmektedir.    

Antisosyal Kişilik Bozukluğu:

    Psikopatik ya da sosyopatik kişilik bozukluğu adıyla da anılmaktadır.Yasalar karşısında başları derde giren kişilerdir. Suça eğilimli, toplumsal kurallara uyumda zorlukları vardır. Bu bozukluğu gösteren bireylerin çocukluklarında hırsızlık,yalan söyleme,evden kaçma, kavgacılık sıklıkla gözlenmektedir.Bu kişilerin, hayatındaki güçlükler yaptıkları hatalı davranışlardan ders almazlar. Alkol ve madde kullanımı, öfke kontrolü ile ilgili güçlükler yaşarlar. Kişilerarası ilişkilerde güven verme,sorumluluk alma konularında yetersizlikleri vardır. Engellenmeler karşısında kendilerini bekletebilme,erteleyebilme konularında sıkıntıları vardır. İsteklerini ve beklentilerini elde edebilmek için ani, tepkisel davranabilirler. Ahlak ve değer yargılarında olgunlaşmamışlık,yaptıklarından dolayı suçluluk hissetmeme özellikleri sergilerler. Kendini denetleyebilme , davranışlarının sonuçlarını öngörme yetenekleri azdır.

Borderline Kişilik Bozukluğu:

    Bu kişilerde yerleşik hale gelmiş, bir nedene bağlanamayan,tam tanımlayamadıkları yoğun kaygılar dikkati çeker. Bu kişilerde fobiler,korkular gözlenebilir. Çevreyle ilişkilerinde alınganlık,duygusal alanda dalgalanmalar ve dengesizlik, kararsız duygulanım belirgindir.Yaşamla ilgili anlamsızlık ve boşluk duygusu tanımlarlar. Uzun süreli ilişki kurmakta ve sürdürmekte zorlukları vardır. Bağımlılık ve öfke duyguları nedeniyle ilişkilerinde düzensizlikler görülür.Kendini ve çevresindekileri değerlendirmede aşırı değer ve önem atfetme ya da değersizleştirme duyguları arasında gidip gelirler. Can sıkıntısı duygusunun yoğunluğu dikkati çekicidir. Kendilerine zarar verme davranışları ,intihar girişimleri, alkol ve madde kullanımı gözlenmektedir. İsteklerini erteleme konularında zorluk yaşarlar. Dürtüsel ve haz ilkesine göre davranma gözlenir.Sıklıkla düş kırıklığına uğrama, karamsarlık duyguları yaşarlar. Hayatlarında sıklıkla riskli davranışlar sergileme ve davranışları ile ilgili neden -sonuç bağlantıları kuramama belirgindir. Derin ilişkiler kurmakta,empati kurmakta zorlukları vardır. Beden imajı ile ilgili güvensizlik ve yetersizlik duyguları görülür. Hayattaki durumlar, olaylar ve kendi kimlik algılamamasının tutarlı olmamasından dolayı insanlar ya tam olarak iyi ya da tamamiyle kötü olarak değerlendirilir.

Histrionik Kişilik Bozukluğu:

    Bu kişiler ilgi ve dikkatleri üzerlerine çekmeyi severler. Duygularını ve hayatındaki olayları abartarak yaşama, heyacanlı ve dramatize etme eğilimi içindedirler. Gerçek olmayan öyküler uydurma,yaşadıkları sorunları ve sıkıntıları büyütme, sevinçlerini, üzüntülerini, öfkelerini yoğun olarak gösterme ve sergileme ihtiyacı içindedirler. Beğenilmek ve önemsenme gereksinmeleri fazladır. Bu dikkati çekmek için gösterişli ve çekici olmaya büyük önem verme gözlenmektedir. Bedensel hastalıklar ve şikayetleri ile çevreden destek ve ilgi almaya çalıştıkları görülür. Ben duygusu, kendi ihtiyaçları çoğunlukla daha önde gelir. Cinsellikle ilgili korkular, cinsel problemler yaşarlar. Kişilerarası ilişkilerde yüzeysellik, çabuk incinebilirlik, reddedilmeye karşı tahammülsüzlük, bağımlılık gözlenmektedir. Sevgi açlığı dikkat çekicidir. Övgü ve onay alamadıklarında sinirlenme,ağlama ve etrafı suçlama görülür. Güvence arayışı nedeniyle aşırı bağlanma gereksinmeleri,ilişkilerinde baştan çıkarıcı davranışlar gözlemlenir.

Narsisistik Kişilik Bozukluğu:

    Bu kişiler kendilerini sevme,beğenme konusunda aşırıya kaçan bir tutum sergilerler. Katıldıkları ortamda özel bir muamele ve ilgiyi hakettiklerine inanan, diğer insanlara tepeden bakan ,soğuk, mesafeli davranan kişilerdir.Kendilerini değerlendirmede gerçekten uzak bir algılama sözkonusudur. Büyüklük hisleri nedeniyle kendilerini özel olarak değerlendirme görülür. Çevreden ilgi ve beğeni almak, onay duygusunu sürekli test etme ihtiyacı içindedirler. Diğerlerini önemsememe, değersizleştirme sık görülür.Çevre tarafından farkedilme, takdir görme beklentisi yoğundur. Eleştiriye tahammülsüzlük, kendi doğru ve yanlışları ile ilgili katılık,empati yeteneğinde yoksunluk gözlemlenir.Hayatla ilgili beklentileri karşılanmadığında kendilerine yönelik saygıları hemen azalma gösterir,depresyon ve hayalkırıklıkları yaşama sıklıkla gözlemlense de bu duygularını yok sayma belirgindir.Kendilerinin üstün olduklarını hissedebilmek için diğer insanları bir nesne gibi görürler ve kullanırlar.

Kaçınan Kişilik Bozukluğu:

    Toplum içinde nasıl göründüğü ile ilgili sürekli kaygı duyan, çekingen kişilerdir. Kendini ortaya koyma, ifade etme konularında sıkıntı yaşarlar. Sürekli olumsuz değerlendirilme duyguları içindedirler. Hata yapmaktan, rezil olacağından korku duyan ,heyecan duygusunu yoğun yaşayan kişilerdir. İnsanlarla olmak için büyük istek duymalarına rağmen güven arama ve reddedilme korkuları nedeniyle sosyal ortamlara girmekten kaçınırlar. Kabullenilme duyguları için çevreden güvence ararlar. Yalnızlık duygularından şikayetçidirler. İş yaşamında kendi performanslarını ortaya koymakla ilgili zorlukları olduğu için kendilerine yönelik memnuniyetsizlikleri ve tatminsizlikleri fazladır.Olumlu ve olumsuz duygularını sağlıklı ifade edebilmede sıkıntıları vardır.Çevresinin davranışlarını alay edildiği ve küçümsendiği şeklinde yorumlama eğilimi gözlemlenir.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu:

    Bu kişilerde kararsızlık en belirgin kişilik özelliğidir. Karar vermede yaşadıkları bu güçlük bu kişilerin eyleme geçme, sorumluluk alma konularında zorluklar yaşamalarına neden olur. Çocukluk dönemine özgü olan davranış ve duyguları yetişkinlikte de sürdürürler.Kendilerine güven duyma konusunda zorluk, çevresinden sürekli yardım talep etme ve başkalarının onlar adına karar vermelerini isteme gözlemlenir. Yaşamda kendi başlarına kalmak istemezler, dış dünyadan destek beklentileri yoğundur. Kendi duygu ve düşüncelerinde özerklik sağlama konularında zorlukları vardır. Tedirginlik ve kaygı duyguları yoğundur. Hayatta kendilerine destek veren kimse olmadığı ya da o kişi uzaklaştığında bunaltı duyguları fazladır.

Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu:

    Titizlik ve düzen bu kişiler için hayattaki en önemli şeydir.Herşeyin kuralları ile ve belli bir sıra içinde yapılması gerektiği inancını taşırlar. Çevresindeki kişilerin kendi koyduğu kurallara ve düzene uyması için katı ve baskıcı bir yapı içinde olurlar.Olayların,durumların en küçük ayrıntıları önemlidir. Mükemmelliyetçi bir tutumları vardır. Herşeyin tam ve eksiksiz olması için çabalarlar. Bir şeyler eksik duygusunu hissettiklerinde çevreye karşı hoşgörüsüz bir tutum takınabilirler. Hayatlarındaki bu kadar yoğun düzenlilik ihtiyaçları nedeniyle işlerini bitirememe,sürekli erteleme,tam olmayacaksa hiç başlayamama,kararsızlık özellikleri sergilerler.Başkalarına sorumluluk verme konularında zorlanırlar. Kontrol duyguları fazladır.Kendi bakış açısına göre doğru ve yanlış kavramlarla ilgili katılık ve başkalarını suçlama görülür.Duygularını ifade etmede zorluk yaşarlar. Olayların mantıklı tarafını görme eğilimlidirler. Sorumluluklarının arttığını hissettiklerinde stres tepkileri,endişe duygularında artma gözlemlenir. Evhamlı ve olayların ilk başta en kötüsünü düşünme,ilişkilerinde soğuk ve mesafeli bir duruşları vardır.

Pasif-Agresif Kişilik Bozukluğu:

    İnatçılık,küskünlük özellikleri en belirgin özelliklerdendir. İnsanların kendilerini yeterince anlayamadıklarına dair inanışları yoğundur. Savunucu bir yapı sergilerler. Öfke,kızgınlık duygularını dile getirmek yerine dolaylı yollarla karşısındakinin anlamasını beklerler. Bilerek kendi sorumluluklarını erteleyerek,unutma ve surat asma davranıışlarını göstererek öfke duygularını yaşamaya çalışırlar. Kişilerarası ilişkilerde alınganlık,davranışlarının sorumluluğunu alma konusunda zorluk,haksızlığa uğradıklarına ilişkin duyguları yoğundur. Sessizlik, pasif direnişlilik içindedirler. Ne istedikleri ve karşısındaki kişiden beklentileri konusunda belirsizlikleri vardır.

Paranoid Kişilik Bozukluğu:

    Bu kişiler hayata karşı şüphe duygularıyla yaklaşırlar. Çevreden sürekli kendilerine yönelik bir kötülük geleceği kuşkusu içindedirler. Dış dünyayı tehdit edici ve kendilerine yönelik bir tehlike olarak algılama eğilimi içindedirler. Kendi davranışları ve düşünceleri ile ilgili savunucu bir tutum içinde olma,kavgaya ve çatışmaya meyilli bir yapı ön plandadır.İlişkilerinde mesafeli,soğuk,uzak davranma,yakın ilişki kurma,kendini açma konularında zorluk yaşarlar. Bu kişilerde insanlar tarafından aşağılandığı yönünde anlamlar çıkarma, kendisinin istismar edildiği, zarar geleceği duygularının yoğun olduğu görülür. Eleştiriye karşı duyarlılık, başarısızlıklarına karşı başkalarını suçlama,haksızlığa uğradıklarını düşünme yoğundur. Gerçekçi kanıtlar olmadan yakınlarının, eşlerinin kendilerini aldattığı, yalan söylediğine dair kuşkuları vardır.Kıskanç bir yapı gösterebilirler.Güçlü olma duygusuna aşırı önem verirler.

Şizoid Kişilik Bozukluğu:

    Toplumsal ilişkilere dahil olmak istemeyen,içekapanık,yalnızlığı tercih eden kişilerdir. Duygusal bağlanma,duygularını ifade etme ve gösterme konularında sıkıntı yaşarlar. Yaşamda ilgileri ve zevk aldıkları etkinlikler kısıtlıdır. Üzüntüleri,sevinçleri ve öfkelerini gözlemlemek zordur. Arkadaş ilişkileri kurmakta ve ilişkilerini sürdürmekte güçlük yaşarlar.Günlük olaylarla ilgilenmezler. Yaşamlarında duygusal ilişkiye ihtiyaç duymama, insanlarla iletişim kurmayacakları iş ve etkinlikleri seçme gözlemlenir.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu:

    İnsanlarla ilişkileri kısıtlı, yalnız yaşamayı tercih eden kişilerdir. Düşünce ve iletişimlerinde tuhaflık, gariplik sezilir.Batıl inançlar, düşüncelerinde özel güçleri olduğuna inanma eğilimleri görülür. Başkalarının kendilerini anlayamadıkları, insanların öfke sıkınıt, duygularına aşırı duyarlılık gözlemlenir.Büyüsel düşünceler, yorumlanmaya ihtiyaç duyulabilecek anlaşılmadık, karmaşık konuşmalar sergilerler.


Tüm Makaleler